İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 11 Mayıs 2021 tarihindeki 121. toplantısında imzalaya açılan sözleşme, Avrupa Birliği’nde bugün yürürlüğe girdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile sözleşmeden çekilen Türkiye, bir kez daha AB’den negatif olarak ayrılmış oldu.
ULUSLARARASINDA ÖNEMLİ HÜKÜM
45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi.” Bu, kadına yönelik şiddet ile aile içi şiddeti önleme, bu tür şiddetle mücadelede temel standartları belirleme ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası bir sözleşme. Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı bu sözleşmeden çekilmesi, Avrupa’da şaşkınlıkla karşılanırken, bugün tam olarak yürürlüğe girmesi ise sevinçle karşılandı.
Avrupa Konseyi tarafından desteklenen ve taraf devletleri hukuki olarak bağlayan sözleşmenin en önemli hükümlerinden biri, “kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık“ olarak görmesidir.
Almanya’da 1 Şubat 2018’den beri yürürlükte olan sözleşme ile ilgili hükümet ve eyaletler çeşitli yasal altyapıları hazırladı ve bugün itibariyle sözleşme tüm AB içinde yürürlüğe girdi. Konuyla ilgili Berlin Eşit Haklar Senatörü Cansel Kızıltepe, sözleşmenin yürürlüğe girmesi ile ilgili bir mesaj yayınladı.
“ŞİDDETİN AVRUPA’DA YERİ YOK”
Kızıltepe “AB’nin İstanbul Sözleşmesi’ne katılımı hem sevindirici hem de güçlü bir mesaj veriyor: Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddetin Avrupa’da yeri yok! Artık AB çapında her üç kadından birinin fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını kabul etmek istemiyoruz. İstanbul Sözleşmesi, AB üye ülkelerine, kadınları ve kız çocuklarını toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korumak için etkili bir araç sağlıyor” ifadelerini kullandı.
