Kimsenin kulak tıkama lüksü yok
Aslıhan Altay Karataş – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sivil anayasa çağrısını yineleyerek “Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur” dedi.
Danıştay Başkanlığı Uluslararası Yüksek İdari Yargı Mercileri Birliği’nin 2023 Yönetim Kurulu Toplantısı ve Semineri’nin (IASAJ) kapanış ve Danıştay Eğitim Tesisi Açılış Töreni’nde konuşan Erdoğan özetle şunları söyledi:
10 AYDA TAMAMLANDI: Beş kıtadan yaklaşık 100 üyesiyle yüksek idari yargı mercileri arasında tecrübe paylaşımına imkân sağlayan Uluslararası Yüksek İdari Yargı Mercileri Birliği, çok önemli bir istişare ve iş birliği zemini sunuyor. Afrika’dan Avrupa’ya dünyanın pek çok bölgesinden kıymetli yüksek yargı mensuplarını misafir ettiğimiz bu önemli etkinliği, Danıştayımızın eğitim tesisinin açılışıyla adeta taçlandırıyoruz. Tesisimizi 10 ay gibi bir sürede tamamladık.
ADALETİN YÜZYILI: Yüksek yargı organlarımızı, sundukları hizmetin mehabetine ve saygınlığına uygun hizmet binalarına kavuşturmaya gayret ettik… Adliyenin kapısını adaletin de kapısı haline getirinceye kadar durmadan dinlenmeden çalışacağız. Milletimize vaadimiz olan Türkiye Yüzyılını adaletin de yüzyılı yapmakta kararlıyız.
PRANGALARI SÖKME VAKTİ: Cumhuriyetimizin 100. yaşını yeni reform hamlelerimizle hak ettiği şekilde kutlamak istiyoruz… Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişletme idealimizin tepesinde ülkemizi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Vesayetçilerin 27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye’nin ayağına vurduğu, 12 Eylül rejiminin perçinlediği prangaların sökülüp atılma vakti artık gelmiştir. Sivil anayasa talebi aziz milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur… Temsil kabiliyeti son yılların en yüksek seviyesine ulaşan Meclisimizin milletimizin her bir ferdinin ‘işte benim anayasam’ diyeceği sivil bir anayasayı yapması önünde hiçbir mâni yoktur.
APAÇIK ÇİFTE STANDART: Ülkemizde darbe suçu işlemiş, terör eylemlerine bulaşmış firari şahıslar, batı ülkelerinde siyasi sığınmacı maskesi altında korunup kollanıyor. (AİHM’yi kastederek) Son günlerde bazı mahkemelerin de maalesef buna alet olduğunu veya edildiğini görüyoruz… Söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir sınır tanımayanların, bizim tamamen hukuk çerçevesinde soğukkanlı bir şekilde yürüttüğümüz mücadeleyi eleştirmeleri apaçık bir çifte standarttır. Dağdaki, kamptaki veya sınır dışındaki teröristle mücadele elbette kolay değildir. Ama çok daha zor olanı devletin kılcallarına kadar sızmış olan cübbeli, üniformalı, kravatlı teröristlerle mücadeledir.
‘Kınama mesajları değerlidir ama yeterli değildir’
Biz dostlarımızdan ve adaletin tecellisi için çalışan tüm kurumlardan şunu bekliyoruz; yaşadığımız her terör eylemi sonrasında ilettiğiniz taziye ve kınama mesajları şüphesiz anlamlıdır, değerlidir. Ama ülkemizin PKK’dan FETÖ’ye kadar envaiçeşit terör örgütüne karşı sürdürdüğü mücadelesinin başarıya ulaşması için asla yeterli değildir. Meclisimizin açılışına denk getirilen menfur bir terör eylemi oldu. Polisimizin etkin ve süratli müdahalesi sayesinde teröristler emellerine ulaşamadan etkisiz hale getirildi… Ama şunu da biliyoruz ki, şayet bu caniler etkisiz hale getirilmeseydi, bir şekilde yurt dışına kaçmış olsalardı, siyasi sığınmacı denilerek korunacak, birileri tarafından adeta baş tacı edilecekti.
‘Güçlü ekonomi ve sağlam demokrasi adaletle mümkün’
Danıştay Başkanı Zeki Yiğit konuşmasında, insanlığın huzuru ve refahının, bireylerin hak ve özgürlüğünün, güçlü bir ekonomi ve iyi işleyen sağlam bir demokrasinin, bireysel, toplumsal ve siyasal hayatın dengesinin sağlanmasının ancak adaletle mümkün olduğunu söyledi. “Adalet, bir hakkın tespiti ve sahibine teslimidir” diyen Yiğit, hukuk devleti ilkesinin nihai amacının, adaletli bir devlet oluşturmak, huzur ve güven içinde bir toplum inşa etmek olduğunu belirtti.