7 Ekim sonrası niye konuşulmuyor?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, günübirlik çalışma ziyareti çerçevesinde Almanya’ya ziyarette bulundu. Erdoğan, başkent Berlin’de Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Başbakan Olaf Scholz ile ayrı ayrı görüştü. Görüşmelerde ele alınan önemli başlıklardan biri, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Scholz tarafından Başbakanlık Binası’nda karşılandı. Erdoğan ve Scholz, ikili görüşmeleri öncesinde düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. “Açık ve net konuşmayı severim” diyerek, Gazze’deki katliama sessiz kalan Batı’yı eleştiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

GAZZE DİYE BİR YER KALMADI: 7 Ekim tarihi bir başlangıç olarak anlatılıyor. 7 Ekim’den sonraki süreç hiç konuşulmuyor. Şu an itibarıyla malum 13 bin Filistinli çocuk, kadın, yaşlı ne yazık ki öldürülmüştür. Neredeyse Gazze diye bir yer kalmadı, her taraf yerle yeksan oldu. Şu anda yatıyorlar, kalkıyorlar, Hamas, Hamas, Hamas… Hamas’ın silah varlığı ve gücü ile acaba İsrail’in silah varlığı, gücü mukayese edilebilir mi? Şu anda İsrail’in nükleer silahı var mı? Var ama bunu İsrail’e sorarsanız ‘var’ demez. Bütün bunlarla beraber şu anda şu kadar mali destek verildiğinden bahsediliyor. Peki, Hamas’a böyle bir mali destek veriliyor mu? Hayır. Filistin’in kendisine verilmesi gereken destekler de verilmiyor.

BİZİM BORCUMUZ YOK: İbadethaneler vuruluyor, kiliseler vuruluyor, hastaneler vuruluyor. Buna karşı hiç sesimizi çıkarmayacak mıyız? Eğer burada elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak bunun tarihe hesabını veremeyiz. Onun için bir borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir. Bakın ben rahat konuşuyorum. Çünkü bizim İsrail’e borcumuz yok. Ama borçlu olanlar, rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Bizim insana saygımız çok çok farklıdır. Başbakanlığım döneminde ben ilk defa antisemitizm noktasında tavır koymuş bir liderim. Dünyada hiçbir başbakan bu tavrı koymamıştır. Ama ben koydum, ta o zamanda.

BİZE DÜŞENİ YAPALIM: Bir hafta sonra Sayın Steinmeier, İsrail’e gidiyor. Kendisinden ricada bulundum. Dedim, siz bir taraftan tutun, bize düşen görev neyse biz de diğer taraftan tutalım. Önemli olan bu insani ateşkesi birlikte sağlayalım. Bu adımı eğer atar, böyle bir insani ateşkesi birlikte Almanya-Türkiye, diğerleri, sağlayabilirsek, bu ateş çemberinden bölgeyi kurtarma imkanı yakalarız. Rehinelerin takası deniliyor. Eyvallah, biz buna da varız. Fakat rehine dediğiniz zaman, rehine sayısı itibarıyla İsrail’deki rehinelerin sayısı nedir? Öbür tarafta, Hamas’ın veya Filistin’in elindeki rehinelerin sayısı nedir? Katbekat fazlasıyla İsrail’in elinde rehine var. Bunu da görmemiz lazım.

İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM: Türkiye olarak olayların başından beri sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi ifade ettik ve bunu hep dile getirdik. Şu ana kadar 10 uçak dolusu insani yardımı Mısır’a gönderdik ve en son yine gemiyle 666 ton gıda, sahra hastanesi vesaire gibi gönderdiklerimiz oldu. 27 kanserli hasta ve refakatçilerini El Ariş’ten Türkiye’ye aldık. Yaşananlar 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümün artık kaçınılmaz olduğunu bir kez daha bizlere göstermiştir. Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum.

İNSANİ SORULAR SORUN: (Alman bir gazetecinin ‘İsrail’e yönelik Hamas tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarının ardından açıklamalarınız sadece Almanya’da değil, NATO üyesi ülkeler arasında da rahatsızlık oluşturdu. Türkiye, 40 Eurofighter talep ediyor. Almanya bunu kabul edecek mi?’ sorusu üzerine) Öncelikle Türkiye, NATO’nun önde gelen ülkelerinden bir tanesi, ilk 5’in içerisinde yer alan bir ülkeyiz. Şu anda NATO’nun içinde düşüncesi, kanaati kimin ne olursa olsun, herkes Ukrayna’nın yanında yer alıyor. Türkiye olarak biz, Ukrayna ile de görüşüyoruz, Rusya ile de görüşüyoruz. 33 milyon ton tahılı, tahıl koridorundan Avrupa’ya, Afrika’ya götüren biz olduk. Binlerce Filistinliyi İsrail öldürdü mü, öldürdü. Hastaneleri yok etti mi, etti. İbadethaneleri, kiliseleri vuruyor mu, vuruyor. Ben bir Müslüman olarak bundan rahatsızım. Peki sen bir Hristiyan olarak bu kiliselerin vurulmasından rahatsız olmuyor musun? Bunlara karşı niye bir tavır koymuyorsunuz? Bizim için Musevi, Hristiyan, Müslüman, bu ayrımın olmaması gerekir. Eurofighter konusunda Almanya verir veya vermez. Dünyada savaş uçaklarını üreten sadece Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız, temin ederiz. Şu anda insansız savaş uçakları noktasında da Türkiye önde gelen ülkelerden bir tanesidir. Bir basın mensubu olarak, bizi bununla tehdit etmeyin. Bize öyle sorular sorun ki bu sorular vicdani olsun, insani olsun, cevaplarını da biz size o şekilde verelim.

AB İLE İLİŞKİLER: Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi gibi konularda uzun süreden beri haklı beklentilere sahibiz. Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkelerinden olan Almanya’nın bu bağlamda vereceği katkıları önemsiyoruz. 52 senedir Türkiye, AB kapısında bekletilmektedir. Vize serbestisi sağlanıncaya kadar vatandaşlarımızın vize işlem süreçlerinin kolaylaştırılması ve hızlandırılmasını ele alacağız.

‘Ortadoğu için endişe duyuyoruz’

Almanya Başbakanı Scholz, ortak basın toplantısında şunları söyledi:

TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR: Türkiye Ukrayna’dan tahıl ihracatı konusunda yapıcı ve önemli rol oynadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kişisel katkısından ötürü teşekkür ederim. İsveç’in NATO üyeliğini görüşeceğiz. Umarız yakın zamanda olumlu bir karar alınacaktır.

TERÖR EYLEMİNİ KINAMAKTAYIZ: Ortadoğu’daki durumu da konuşacağız. 7 Ekim’de, Hamas saldırı düzenledi. Hamas’ın terör eylemini kınamaktayız. Biraz sonra bölgedeki gerilimi de konuşacağız. Ortadoğu’da bir yangın yerinin oluşması ile ilgili endişe duyuyoruz. Bizim İsrail ile olan dayanışmamız tartışmaya açık değildir. İsrail’in kendini savunma hakkı var.

DÜZENSİZ GÖÇ: Düzensiz göç önemli konu. Türkiye ve Avrupa Birliği, 2016 yılında iyi bir anlaşmaya vardı. Bu anlaşmanın sürdürülmesi için katkıda bulunuyoruz. Almanya’nın vatandaşları ve Türk halkı çok yönlü ilişkilere sahip.

6 ŞUBAT DEPREMİ: Şubat ayında yaşanan deprem iki ülke halkının ne kadar yakın ilişkilerde olduğunu gösterdi. Almanya derhal yardım ekiplerini gönderdi. Binlerce insan kısa vadeli olarak Almanya’ya getirildi. Yeniden yapılanma için finansman sunduk ve bunu desteklemeye devam edeceğiz.

Akan kan durmadıkça insanlık kaybediyor

ANKARA Milliyet – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bellevue Sarayı’nda Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile görüştü. İletişim Başkanlığı’ndan görüşmeye ilişkin şu açıklama yapıldı: “Görüşmede İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, Türkiye ile Almanya ikili ilişkileri ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarının artık sonlandırılması gerektiğini ve insan hakları ihlallerine karşı tüm dünyadan gelecek tepkinin önemli olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede derhal ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması gerektiğini, akan kanın durdurulmadığı her gün insanlığın kaybettiğini belirtti. İki lider, iki devletli yapının kalıcı barışın tek çözümü olduğu konusunda aynı fikirde olduklarını ifade ederek bölgede ateşkesin sağlanması ve insani yardımların bir an önce bölgeye ulaştırılması için birlikte çalışma konusunda mutabık kaldı.”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir